‘Cüzdanımdaki 200 liralık banknot piyasada 20 lira gibi geliyor’
Enflasyon rakamlarını açıklayan iki kurum olan TÜİK ve ENAG arasındaki büyük fark, TÜİK’e olan güveni sarsıyor. TÜİK yetkilileri rakamların doğru olduğunu ısrarla vurguluyor ve algılanan enflasyon ile resmi enflasyon arasındaki farkın tüketicilerin gelir düzeyleri, harcama kalıpları ve tüketim alışkanlıklarındaki farklılıklardan kaynaklandığını belirtiyor.
Ekonomim yazarı Şeref Oğuz, bu durumu bir hava tahminine benzeterek, “Benim anladığım şu; TÜİK; resmi enflasyon. ENAG; enflasyonu hissettim.” o yazdı. Oğuz’un bugünkü yazısının ilgili kısmı şöyle:
“TÜİK ile ENAG neden bu kadar farklı? Hatta kamu bile harcamalarında TÜİK’i kullanmaya başladı ama gelirlerini artırmak için ENAG’ı kullanmaya başladı. TÜİK’e göre ENAG enflasyonu şişiriyordu, hangi veri serisini kullandığını açıklamadı ve açıklamadı. bilgi derleme tekniğini açıklıyor. Ancak TÜİK de endekste yer alan malların fiyatlarını açıklamayı bırakalı uzun zaman oldu. Benim anladığım şu: TÜİK, resmi enflasyon. ENAG: Enflasyonu hissetti.
Peki ya algılanan işsizlik? Yıllarca TÜİK’i işsizlik rakamlarını karıştırmakla suçladık. Açıkladığı tek haneli işsizliği her zaman sahadaki gerçeklikle çelişiyordu. TÜİK, bunun ‘tanımdan’ kaynaklandığını ve ‘son 4 hafta içinde iş aramayı bırakanları işsiz saymadığını’ söyledi. Ancak insanların şüphelerini gidermek amacıyla ‘atıl işgücü’ diye bir rakam uyduruldu ve bu da algılanan işsizlik sayıldı. Peki geriye şu kalıyor; İş arayanları kötü alışkanlıklarından vazgeçmeye ikna edersek işsizlik diye bir sorun kalmayacaktır.
CÜZDANIMDAKİ 200 LİRALIK BANKNOTUN PİYASADA 20 LİRADAN FAZLA OLDUĞUNU HİSSEDİYORUM.
Acaba sorun bende mi? Enflasyon nedeniyle Türk lirası fazladan ‘0’ aldığı için mi? Peki ya taban fiyatım? Peki ya aslında 15.002 lira olsa da markete gittiğimde bana 1500 lira gelse? Belki finans departmanı maaşımı söylüyor ama bir nedenden dolayı yarıdan az olduğunu hissediyorum?
Bu hissetme olgusu farklı şekillerde ortaya çıkıyor; Pandemi döneminde ortaya çıktı. Ölüm sayısını küçümsemek, hasarı küçümsemek gibi hedefler peşinde bilgiyi o kadar bulanıklaştırdılar ki gerçeğe ulaşmak neredeyse imkansız hale geldi. Bu yüzden oybirliğiyle ‘keçe’ adında bir dil yarattılar.
Küçük ayı; annesine sorar; ‘anne biz kutup ayısı mıyız?’ -Evet bebek. Bir süre sonra tekrar sorar; ‘anne biz kutup ayısı mıyız?’ -Evet dedim canım. Yavru devam ediyor; ‘Eğer ben bir kutup ayısıysam neden üşüyorum? Neden üşüyorum?’
Bana göre TÜİK, Türkiye İstatistik Kurumu’nun kısaltmasıdır; ‘Türkiye’yi Üzmeyen İstatistik Kurumu’ olmalı. Çünkü bizi üzmemek için(!) çok çalışıyorlar ve bizim duygularımıza güveniyorlar. Abartmamızın sebebi duygularımızdır. Etiketler, kiralar, enflasyon abartılıyor olamaz mı? (HABER MERKEZİ)